İlk günden elimden yem yedi. Korkak bir kış değil zaten. Hiç yerinde durmuyor arkadaş. Yemlikten değil sadece elinden yem yiyor. Kapıyı açtigim gibi dışarı çıkmak istiyor. Kendini sevdiriyor. Fakat elimde durmuyor. Çıkartmak istemiyorum. Kafesin içinde taklalar atıyor. Yemligin içine girip...
Aman hocam. Ağzıma bile almayayım. İstanbul'da kaçırmam herhalde 🙂Kusma değilde uykusu gelince ağız açıp kapıyor bazen. Hocam dayanamadım kafes alıp temizledim. Onla uğraşıyordum. Tırmanmaya başladı hemen 🙂
Eveeet.
Kendimi toparladım. Hazırladım. Ve buradayım. Yeni tatlı kuşum ile tabi ki.
Cinsiyeti, yaşı hakkında bilgi verir misiniz?
Ve gagasının ucu neden böyle. Biraz uykusu var şuan. Hiç tedirgin değil galiba.
5.5 aylık dediler.
Cevap vermedim kusura bakmayın. İlla ki Giresun'da yaşayan olacaktır. Bu konuda art niyet sezmemissinizdir umarım. Belki bi' umut, fikriniz tutmus olur ve bulmusumdur belkide. Aslında bu konuyu alel acele ne yapacağımi bilmeden açtım. Sorgulamiyor değilim. Teşekkürler 🙂
Yeniden en samimi şekilde teşekkür ediyorum.
Olumsuz düşünmem, onu aramama mani olmadi. Ne kadar pes ettim desemde aramaya devam ettim. Belki de dağı taşı didik didik aramalıydim. Çok felsefe yapmak istemiyorum. Teşekkürler yeniden 🙂
Bu Sabah fındık toplarken kusumun ölüsünü buldum.
Çok soğuktu. Biraz sevip evimizin önüne gömdük. Ruhu şad olsun. Oraya kadar gidemez demiştiniz ama bayağı uzağa gitmiş.
Strese girmiştir. 45 günlük kuşun tırnaklarının o kadar uzun olması pek mantıklı değil. Resmini görebilir miyiz yavrucagin?
Siz kesmeyin, kusdan anlayan biri kessin.