kushastasi
Yeni Üye
- Katılım
- 6 Eyl 2021
- Mesajlar
- 34
- Tepkime puanı
- 26
- Puanları
- 8
Merhaba foruma üye olalı birkaç gün oldu. Ankarada bir devlet kurumunda mühendis olarak çalışıyorum, yaşım 36 mesleğim Endüstri mühendisliği. Kuş sevgim 1996 yılında erkek diye aldığım ancak dişi çıkan bir adet muhabbet kuşu almamla başladı.
Hani derlerya dişiler konuşmaz çok ele gelmez alıştırması zordur. Bizim ki öyle bir bağlandı ki hem konuşuyor hem tepemizden ayrılmıyordu. Ta ki 1999 yılı Kasım Ayında Bolu-Düzce depremi yaşanana kadar. Deprem olduktan sonra herkes gibi bizimde düzenimiz bozuldu memleketteki evimize dönmek zorunda kaldık. Adını prens koyduğum dişi kuşumuzu da kafesiyle bir tanıdığımıza verdik. Daha sonra ondan hiç haber alamadım.
Bu beni yıllar sonra bile çok üzüyor. Keşkeler var kafamda hep. Daha sonra anneminde biraz baskısıyla kuş yerine akvaryum beslemeye başladım. Hani kuşlar etrafı kirletiyorya akvaryum sadece kendi içini kirletiyordu ancak ona ikna edebilmiştim. (türkiyede 30 lu yaşlarında olup anne baba veya eşi ile yaşayanlardan akvaryum dahi alamayan birçok tanıdığım var ne kadar acı düşünün)
O yüzden 3 yıl öncesine kadar tam bir akvaryum severdim hala da öyleyim. Evlendikten sonra içimde kalan tüm ukteler ortaya çıktı evde 1 çift forpus papağanı ve 1 akvaryumla başlayan maceram bir ara 5 akvaryum ve 3 çift forpus ve 1 çift mutasyon pakistan papağanı kadar yükselmişti.
Tabi bir yerden sonra hem fiziksel hem mental yoruluyorsunuz. Özellikle orta büyük tür olan papağanların sizi kabullenince hokkabaz ve sevecen olduğunu gördüm. Ancak sorun şu ki orta boy ve üzerinde papağanlar gerçekten çok ilgi istiyor yalnız kalırlarsa çığlık atabiliyorlar bu da hem bizi hem de apartmanda oturan diğer insanları rahatsız etmişti. Ayrıca sizi sahiplenen orta ve büyük ırk papağanlar evin diğe fertlerinden sizi kıskanabiliyor onlara alışamıyor bu nedenle onları sert şekilde ısırma saldırma vb. huysuzluklar yapabiliyorlar. Bunu neden anlatıyorum gerçekten bu tür ırkları alırken lütfen çok ama çok dikkatli düşünün. İyi araştırma yapın. Ayrıca yavruyken almaya özen gösterin. Bence bu tür papağanlar yalnız yaşayan insanlar için uygun.
Şu an 3 akvaryumum 7 çiftt forpus papağanım var. Hepsi farklı renklerde tabii eşimde çok seviyor onun bu konuda anlayışlı olmasıda etken yoksa hayatta bunları yapamazdım. Forpuslar Türkiye de yeni bir tür ama inanılmaz sevimliler ayrıca en büyük avantajları diğer kuşlar gibi sesleri yüksek değil ve sürekli ötmüyorlar. Bu da gürültü olayını apartmanda yaşayanlar için minimuma indiriyor.
Bana soru sormak isteyen herkes özelden ya da buradan sorabilir. Sağlıcakla kalın
Hani derlerya dişiler konuşmaz çok ele gelmez alıştırması zordur. Bizim ki öyle bir bağlandı ki hem konuşuyor hem tepemizden ayrılmıyordu. Ta ki 1999 yılı Kasım Ayında Bolu-Düzce depremi yaşanana kadar. Deprem olduktan sonra herkes gibi bizimde düzenimiz bozuldu memleketteki evimize dönmek zorunda kaldık. Adını prens koyduğum dişi kuşumuzu da kafesiyle bir tanıdığımıza verdik. Daha sonra ondan hiç haber alamadım.
Bu beni yıllar sonra bile çok üzüyor. Keşkeler var kafamda hep. Daha sonra anneminde biraz baskısıyla kuş yerine akvaryum beslemeye başladım. Hani kuşlar etrafı kirletiyorya akvaryum sadece kendi içini kirletiyordu ancak ona ikna edebilmiştim. (türkiyede 30 lu yaşlarında olup anne baba veya eşi ile yaşayanlardan akvaryum dahi alamayan birçok tanıdığım var ne kadar acı düşünün)
O yüzden 3 yıl öncesine kadar tam bir akvaryum severdim hala da öyleyim. Evlendikten sonra içimde kalan tüm ukteler ortaya çıktı evde 1 çift forpus papağanı ve 1 akvaryumla başlayan maceram bir ara 5 akvaryum ve 3 çift forpus ve 1 çift mutasyon pakistan papağanı kadar yükselmişti.
Tabi bir yerden sonra hem fiziksel hem mental yoruluyorsunuz. Özellikle orta büyük tür olan papağanların sizi kabullenince hokkabaz ve sevecen olduğunu gördüm. Ancak sorun şu ki orta boy ve üzerinde papağanlar gerçekten çok ilgi istiyor yalnız kalırlarsa çığlık atabiliyorlar bu da hem bizi hem de apartmanda oturan diğer insanları rahatsız etmişti. Ayrıca sizi sahiplenen orta ve büyük ırk papağanlar evin diğe fertlerinden sizi kıskanabiliyor onlara alışamıyor bu nedenle onları sert şekilde ısırma saldırma vb. huysuzluklar yapabiliyorlar. Bunu neden anlatıyorum gerçekten bu tür ırkları alırken lütfen çok ama çok dikkatli düşünün. İyi araştırma yapın. Ayrıca yavruyken almaya özen gösterin. Bence bu tür papağanlar yalnız yaşayan insanlar için uygun.
Şu an 3 akvaryumum 7 çiftt forpus papağanım var. Hepsi farklı renklerde tabii eşimde çok seviyor onun bu konuda anlayışlı olmasıda etken yoksa hayatta bunları yapamazdım. Forpuslar Türkiye de yeni bir tür ama inanılmaz sevimliler ayrıca en büyük avantajları diğer kuşlar gibi sesleri yüksek değil ve sürekli ötmüyorlar. Bu da gürültü olayını apartmanda yaşayanlar için minimuma indiriyor.
Bana soru sormak isteyen herkes özelden ya da buradan sorabilir. Sağlıcakla kalın