- Katılım
- 26 Eki 2021
- Mesajlar
- 6,485
- Tepkime puanı
- 9,708
- Puanları
- 113
Maşallah. Çok iyi bakıldığı 8 yaşına kadar gelmesinden belli. Rabbim daha nice 8 yılları görmeyi nasip etsin hem sizin hemde bizim yavrularımıza.8 yıl boyunca hiç hastalanmadı, o zamanlar araştırma yapıyorduk ara ara, onlar belli bir rutine oturunca unutuyorsunuz, ne neydi ne işe yarıyordu kafanızdan gidebiliyor, zamanla da onları gevşetebiliyorsunuz, gevşek davrandığımız zamanlar da oldu, onun ötüşünün kıymetini hastalanınca anladık.
8 yıldır hiçmi araştırma yapmadın diyorsunuz, yapmaz olur muyum, onları gevşettik, umursamadık, kendi hayatlarımıza daldık diyelim...
Hastalanmasında mutlaka bizlerin payı vardır demek abes olmaz yani...
Neleri yer neleri yemez araştırmasını elbette çok önceleri yaptım, onu da rutine oturtmuştuk, onu sadece kabuklu yemle beslemedik, beslenmesinde brokolisini havucunu muzunu maydanoz sapını salatalığını lahanasını vb. belli bir düzende verdik.
Ben onları tekrar pekiştirmek, hastalık sonrası vaziyet almak üzere sordum biraz
Biraz da, ortalık bilgi kaynıyor, bu forum sitesinin bilgilerini daha kıymetli gördüğüm için, tekrardan burada bir daha soruyorum, net bilgiler almak için. Buraya yazmayıp, araştıradabilirdim tabi... Ben hastalık sonrası için soruyorum bunları, onu da yazılarımda vurguladım zaten.
Yaşlı insanlara nasıl yağlı,tuzlu yasak oluyorsa, ona da bazı yasaklar getirip, yeni bir diyet programı oluşturmak istiyorum.
Evet 8 yıl boyunca hiç hastalanmadı, bir kere sağ ayak bileği için veterinere gitmiştim 2020 yazında o kadar, veteriner yüzü görmedik birdaha.
Kuşumuz, bir köşeye attığımız ötüp duran varlığını hissettiren, yemeğini suyunu koymak dışında ilgilenmediğimiz bir kuş değil.
Anlamsız ötüşü yok birkere. Bir ses mi çıkaracak? Mutlaka öğrendiği bir kelimedir. Bir sürü şey biliyor, sayı saymayı da biliyor.
Mesela ''gel'' in anlamını biliyor. ''Gidiyorum ben'' derim onun yanına gelip bazen, anlamını bilir, o lafı söyler arkamı dönerim, car car bağırır, gitme der. Öpeyim dersin, dudağına yapışır öpücük atar. O da aynı şeyi der, biz öperiz.
Zeki de bir kuş. Altına serdiğimiz bazen şekilli kağıtlar oluyor. İçinde yuvarlak şekiller olan kağıt varsa, oyuncaklarını o yuvarlakların içine yerleştirip ortalıyor. Zili var birtane, onu kafes tabanından yukarı çıktığı zaman yanına alıyor, gaga taşının üzerine sabitliyor ve oyuncağıyla yanyana uyuyor.
Gaga taşının üzerinde düşürmeden o zili farklı şekillerde eviriyor çeviriyor. Birşeyleri biryerlere yerleştirmede sokmada, lego gibi birşeylerle uğraşmada üstüne yok
Ötüşü herzaman öğrendiği kelimelerden oluşur. Öğrendiği kelimeleri de birbirine karıştırır. Hece hece, harf harf de karıştırabilir.
Bana geldiğimde ismimle hitap eder. Derinden bir 'Kaan' der. Başkasına demez bunu.
Mesela ilginç 1-2 örnek;
Napıyosun demeyi bilir, şampiyon demeyi de bilir. Bu 2 kelimeden ''Şampiyosuuuun'' diye yeni bir kelime türetip bizi güldürmüştü
Yanında biz hiç ''Cicikuşusuuu'' demedik. Ay bunun yemiside burdaymış, buynusunu bi silelim felan deriz, o türetip ''Cicikuşusuuu'' yu buldu mesela
En son hastalanmadan 2 gün önce türettiği ve bizi yine şaşırttığı ve güldürdüğü bir kelimesi var; Mavi Kaaaan
Mavi kuşum mavişim mavi şuyum mavi buyum, başında mavi olacak şekilde bir çok hitapla sevebiliyoruz onu, oda bana sadece ismimle hitap ederken, onu başına mavi eki getirerek sevişimizden olsa gerek, Mavi kaan diye seslenmişti bana
Böyle bir kuştur kendileri
Şahsına münhasır, zehir gibi bir kuş
Neyazıkki şuan hasta ve ötüşüne, daha doğrusu 'Muhabbet'ine hasretiz...
Feyza arkadaşımın ve Şehmus abimin dediği gibi yargılama amacıyla değilde merak ettim sadece. Yoksa yazılarınızın hepsini okudum. Kuşunuza ne kadar değer verdiğiniz belli oluyor.
İnşallah tamamen iyileştiğinde burada videolarını da görürüz.