Münzevi
Yeni Üye
- Katılım
- 19 Tem 2024
- Mesajlar
- 36
- Tepkime puanı
- 52
- Puanları
- 18
Herkese esenlikler.
Kendimi bildim bileli kuşsuz 1 günüm geçmedi. Birçok hayvan türü baktım. Bunların arasında guineapig, panda mice, tavşan, ispinoz, muhabbet, kanarya, balık... Ne ararsanız. Üretici olmadım, üreticilik de yapmadım. Hep 1 veya 1 çift ile hobiyi sürdürdüm. En son yıllar önce bebek mavisi tatlı mı tatlı bir jumbo kızım vardı fakat anksiyete rahatsızlığıma yenik düştüm. Ansızın ve yüksek sesiyle tipik "çikçikçikçik" sesini çıkarır ve susmazdı. Geri kalanında da konuşurdu. "Gel kuçu kuçu" dediğimde nerede olursa olsun hemen parmağıma gelir konardı. Onun bu yersiz çıkışları anksiyetemi ciddi anlamda tetiklediği için mecburen sahiplendirmek zorunda kalmıştım. Sonrasında çok aradım ancak bulamadım.
En son otobüs durağında bir kuş buldum, hatta buradan da ilan açmıştım. Onu da sahiplendirdim. Bir komşumuzdan kötü durumdaki bir kuşu kurtarıp iyileştirip onu da sahiplendirdim. Çünkü anskiyetemi yine tetiklemesinden korkmuştum. En sonunda çöpe kafesiyle atılmış bu bal kızımı bulmuş, adını Güneş koymuştum. Çok masum, çok mazlum, çok kendi halinde, bambaşka bir evlattı ve onu evlat edinmeye karar vermiştim. Bu sırada da arkadaşımın yavruları olmuştu ve bir tanesini bana sahiplendirmek istedi. Ben de Güneş'e arkadaş olsun istediğim için sahiplendim. Onun da adını Roni koydum. Sanırım Kürtçe veya Zazaca'da aydınlık, güneş ışığı gibi bir anlamı varmış.
Güneş'im çok fazla hırpalanmıştı ve tüy hastası engelli bir candı. Şehmus hocayla iletişime geçip takviye almıştım. Ancak gitgide kötüleşen durumu nedeniyle çok yakın zamanda kaybettim. Ben de Roni'ye tutundum.
Yuvadan atlar atlamaz direkt alıp Güneş'in yanına getirdim. Güneş, Roni'ye yem kırmayı öğretti, elden kaçmamayı, bana güvenmeyi öğretti, kafesi öğretti ve Roni tamam olduğunda uçtu gitti... Dün otururken bir esintiyle tüylerim diken diken oldu ve onun varlığını resmen hissettim. Sanki mutfakta pervane olmuş Roni ile etrafımızda uçuyordu. Onu layık olduğu şekilde gömdüm. Mezarının etrafına köpeklerimin ve aldığım kedi mamasından döktüm, sokak canları nasiplensin diye. Seni hiç unutmayacağım civcivim. Huzurla uyu, doya doya uç.
Ve Roni ise, tam bir Karadeniz erkeği modunda bir tip. Yuvadan atlayalı daha 1 hafta oldu olmadı ama sanki 5 yaşında kızışkın bir erkek gibi. İnsandan korkmaz, çekinmez, avucumda uyumaya bayılır. Sürekli bir sinir hali ama gıdığına ve yanağına dokunduğum anda hemen kabarıp bayılan bir tipitip.
Velhasıl, Güneş'imin sayesinde yıllar sonra yeniden hobiye döndüm ve çok mutluyum. Böyle bir forumda bulunmaktan da çok mutluyum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Umarım her dem aktif ve güzel bir ortam olarak kalır. Herkese keyifli muhabbetler, iyi forumlar dilerim.
Bu da Roni.
Kendimi bildim bileli kuşsuz 1 günüm geçmedi. Birçok hayvan türü baktım. Bunların arasında guineapig, panda mice, tavşan, ispinoz, muhabbet, kanarya, balık... Ne ararsanız. Üretici olmadım, üreticilik de yapmadım. Hep 1 veya 1 çift ile hobiyi sürdürdüm. En son yıllar önce bebek mavisi tatlı mı tatlı bir jumbo kızım vardı fakat anksiyete rahatsızlığıma yenik düştüm. Ansızın ve yüksek sesiyle tipik "çikçikçikçik" sesini çıkarır ve susmazdı. Geri kalanında da konuşurdu. "Gel kuçu kuçu" dediğimde nerede olursa olsun hemen parmağıma gelir konardı. Onun bu yersiz çıkışları anksiyetemi ciddi anlamda tetiklediği için mecburen sahiplendirmek zorunda kalmıştım. Sonrasında çok aradım ancak bulamadım.
En son otobüs durağında bir kuş buldum, hatta buradan da ilan açmıştım. Onu da sahiplendirdim. Bir komşumuzdan kötü durumdaki bir kuşu kurtarıp iyileştirip onu da sahiplendirdim. Çünkü anskiyetemi yine tetiklemesinden korkmuştum. En sonunda çöpe kafesiyle atılmış bu bal kızımı bulmuş, adını Güneş koymuştum. Çok masum, çok mazlum, çok kendi halinde, bambaşka bir evlattı ve onu evlat edinmeye karar vermiştim. Bu sırada da arkadaşımın yavruları olmuştu ve bir tanesini bana sahiplendirmek istedi. Ben de Güneş'e arkadaş olsun istediğim için sahiplendim. Onun da adını Roni koydum. Sanırım Kürtçe veya Zazaca'da aydınlık, güneş ışığı gibi bir anlamı varmış.
Güneş'im çok fazla hırpalanmıştı ve tüy hastası engelli bir candı. Şehmus hocayla iletişime geçip takviye almıştım. Ancak gitgide kötüleşen durumu nedeniyle çok yakın zamanda kaybettim. Ben de Roni'ye tutundum.
Yuvadan atlar atlamaz direkt alıp Güneş'in yanına getirdim. Güneş, Roni'ye yem kırmayı öğretti, elden kaçmamayı, bana güvenmeyi öğretti, kafesi öğretti ve Roni tamam olduğunda uçtu gitti... Dün otururken bir esintiyle tüylerim diken diken oldu ve onun varlığını resmen hissettim. Sanki mutfakta pervane olmuş Roni ile etrafımızda uçuyordu. Onu layık olduğu şekilde gömdüm. Mezarının etrafına köpeklerimin ve aldığım kedi mamasından döktüm, sokak canları nasiplensin diye. Seni hiç unutmayacağım civcivim. Huzurla uyu, doya doya uç.
Ve Roni ise, tam bir Karadeniz erkeği modunda bir tip. Yuvadan atlayalı daha 1 hafta oldu olmadı ama sanki 5 yaşında kızışkın bir erkek gibi. İnsandan korkmaz, çekinmez, avucumda uyumaya bayılır. Sürekli bir sinir hali ama gıdığına ve yanağına dokunduğum anda hemen kabarıp bayılan bir tipitip.
Velhasıl, Güneş'imin sayesinde yıllar sonra yeniden hobiye döndüm ve çok mutluyum. Böyle bir forumda bulunmaktan da çok mutluyum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Umarım her dem aktif ve güzel bir ortam olarak kalır. Herkese keyifli muhabbetler, iyi forumlar dilerim.
Bu da Roni.